NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
أَحْمَدُ
بْنُ
حَنْبَلٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الرَّزَّاقِ
أَخْبَرَنَا
مَعْمَرٌ
عَنْ
حُمَيْدٍ
الْأَعْرَجِ
عَنْ مُحَمَّدِ
بْنِ
إِبْرَاهِيمَ
التَّيْمِيِّ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ مُعَاذٍ
عَنْ رَجُلٍ
مِنْ أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ خَطَبَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
النَّاسَ بِمِنًى
وَنَزَّلَهُمْ
مَنَازِلَهُمْ
فَقَالَ
لِيَنْزِلْ
الْمُهَاجِرُونَ
هَا هُنَا وَأَشَارَ
إِلَى
مَيْمَنَةِ
الْقِبْلَةِ وَالْأَنْصَارُ
هَا هُنَا
وَأَشَارَ
إِلَى
مَيْسَرَةِ
الْقِبْلَةِ
ثُمَّ
لِيَنْزِلْ
النَّاسُ
حَوْلَهُمْ
Ashab'dan birinin şöyle
dediği rivayet edilmiştir:
Nebi (S.A.V.) Minâ'da
halk'a bir hutbe irad edip onları (Kendileri için tayin ettiği) yerlerine
yerleştirdi (ve yine bu maksatla kıble (cihet)nin sağına işaret ederek,
"Muhacirler buraya
konsun";
Kıble (cîheti)'nin
soluna işaret ederek:
"Ensâr da buraya
konsun, (diğer) halk onların çevresine yerleşsinler" buyurdu.
İzah:
Ahmet b. Hanbel, IV,
61.
1951 numaralı hadiste
de ifade edildiği gibi Fahri Kâinat Efendimiz Minâ'da halka bir hutbe irad
ederek Muhacirlerin "Mescid-i Hayf" denilen Minâ Mescidinin ön
tarafına, Ensar' ın da bu mescidin arka tarafına yerleşmelerini bu iki cemaatin
dışında kalan kimselerin de Muhacir ve Ensar'ın çevresine dağılıp
yerleşmelerini emretmiştir.
Resul-i Ekrem,
Muhacirleri bir yere, Ensârı bir başka yere, diğer halkı da onların çevresine
yerleştirirken ümmete, Muhacirlerle Ensar'ın bu dindeki hizmetlerinin
büyüklüğünü, dolayısıyla bu ümmetin diğer fertlerinin onların kadir ve
kıymetlerini bilmeleri gerektiğini öğretmek maksadını gözetmiş olabilir. Bunun
yanında her kesimin iman bağı ile birlikte mevcut olan akrabalık bağı
dolayısıyla birbirleriyle daha kolay yardımlaşa-caklarını da düşünmüş olabilir.